İstatistik

Türklere Peygamber Geldi mi ?

Kur'an-ı Kerim'de Nahl Suresi 36. Ayette; "Andolsun ki biz her millete, Yalnız Tanrı'ya kulluk edin ve kötülükten (Şeytan'dan) uzaklaşın diye bir peygamber gönderdik; içlerinde, Tanrı'nın doğru yola sevkettiği de var, sapıklığı hakedeni de. Gezin yeryüzünde de bakın, görün, yalanlayanların sonuçları ne olmuş. "

"Her millete Yalnız Tanrı'ya kulluk edin diye Peygamber Gönderdik" mesajına bakarsak, Türklere de peygamber gelmiş. Türklerin İslâm'dan önceki güzel ahlâkı, Tek Tanrı'ya iman etmeleri, İyilerin cennete (uçmağ), kötülerin cehenneme gideceğini (tamu) yani ahiret inancı bulunması. Tek eşli olması, aman dileyene kılıç çekmemesi, dostuna dost düşmana düşman olması, başları derde girdiğinde "Tek Tengri" demeleri. Türklere misyonerlik için gelen papanın elçisine "Siz Şaşırmışsınız Tanrı'nın oğlu mu olur! O tekdir" cevabı vererek, İslâm'dan önce Türk-haçlı savaşını başlatmaları. ve diğer nedenlerden ötürü (devamına buradan bakınız: http://www.turansam.org/makale.php?id=5545 ) Türklerin, ayetin devamında bahsedilen "Allah'ın doğru yola sevkettiği de var" kısmına girdiğini Allah'a çok şükür ki anlıyoruz.

Türkler, aynı zamanda; Hz.Ali'nin (Kerremallahu veche- Hiç puta tapmamış) sırrında yaratılmış bir ırktır.

Türk başbuğu Atilla Romalıları tarif ederken; "PUTA TAPAN KAVİMDİR" der ve şöyle devam eder; " IRKIMDAN OLAN PUTA TAPMAZ!"

Sanıldığı gibi Türkler Şaman olmamışlardır. Puta da tapmamışlardır. Var olduklarından beri tek Tengri, tek Allah inancına sahip olmuşlardır.



Peki kimdi bu Türk Peygamber ?

Benim ve benim gibi bir çok Türk aydının görüşüne göre o Türk Peygamber (Bilge) Oğuz Kağandı. Oğuz kağanın hayatına bakarsak



40 günlükken yürüyüp dile gelmesi en büyük peygamberlik işarettir. Bilge Kağan anıtlarına bakarsak, o anıtlarda Bilge Kağan'ın yaşadıkları Kur'an-ı Kerimde bahsedilen bir peygamberle büyük benzerlikler taşıdığını görürüz. Kur'an-ı Kerimde bahsedilen bu peygamberi ve Bilge Kağanla olan benzerlikleri açıklamadan önce bir konuyu aydınlatayım. Bilge bir lakap Kağan ise ünvandır. Hiç biri anıtta bahsedilen Türk kağanının ismi değildir. Türk soyunun başındaki isim Oğuz Kağanın yaşadıklarına bakarsak Peygamberliğe işaret eden mucizeler yaşadığı ve bilge bir kişi olduğu anlaşılır. Bu yüzden benim ve benim gibi düşünenlerin tezi Bilge Kağan'ın Oğuz Kağan olduğu yönündedir. Şimdi (Bilge) Oğuz Kağan ile Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen Peygamberi ve benzerlikleri açıklayalım. Kur'an-ı Kerim'in Keyf suresinde (kıyamete yakın tekrar çıkacak olan) Ye'cüc Me'cüc'e set çeken hem bir Peygamber hemde bir Hükümdar olan Zülkarneyn adında bir Peygamberden bahsedilir.

Zülkarneyn isminin manası;

Zül=Sahip Karn=Boynuz -eyn=İkilik eki

ZÜLKARNEYN=İKİ BOYNUZ SAHİBİ

OĞUZ =Öğüz=Öküz: Güçlü, dev boynuzlu manasına gelmektedir.

Oğuz Eski Türkçede Güçlü Kuvvetli demek idi. Oğuz kelimesi ve Zülkarneyn aslında farklı dillerde aynı manada kullanılıyordu.

Müslüman bir ülke olan Endonezya'da yaşanan Tsunami depremi sonrasında Endonezya’nın Bande Açe bölgesine, kardeşlik ve yardım adına giden Türk sivil toplum örgütlerini "Zükarneyn’in torunları hoş geldiniz" diye karşıladılar. Hatta; dedelerine, atalarına ait Türk mezarlarını da delil olarak gösterdiler. Şimdi Türk dünyasının bilinen ilk yazılı belgeleri Orhun Kitâbelerinde, Türkler için çok önemli fakat yüzyıllardan beri Türklerin gözünden kaçan veya kaçırılan bir gerçek var ki, bu gerçek de o kitâbelerde gizlidir.

Nedir Türkler için çok önemli olan bu gerçek?

Bu gerçeği meydana çıkarabilmek için Kur'an-ı Kerim'in Kehf Suresi'ne bakmamız gerekir. Çünkü asıl sır, Yüce Vahiy Kitabı Kur'an-ı Kerim'dedir.

Orhun Kitâbeleri'ne şöyle kısaca bir göz atalım:

" Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır. Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim.

Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım. Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım.

Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!"

Bilge Kağan meâlen ve orijinaldeki aslında şunları da anlatmaktadır:

" Gittiğim yerlerde güneşin kavurduğu, güneşin battığı son millete gittim. Onların arasında hüküm verdim. Sonra dünyanın öbür ucuna, güneşin doğduğu yere vardım. Orada bulduğum milleti boyunduruğum altına aldım. Birbirileriyle olan çekişmelerine son verdim. Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım…."

Şimdi buraya kadar anlattıklarımız, asıl anlatacağımız konuya hazırlık için ön bilgilerdi:

Şimdi, Kehf Suresi 85. Ayet ile başlayalım: " O DA BİR YOL TUTUP GİTTİ."

Kehf Suresi 86. Ayet: NİHAYET GÜNEŞİN BATTIĞI YERE VARINCA, ONU KARA BİR BALÇIKTA BATAR BULDU. ONUN YANINDA (ORADA) BİR KAVME RASTLADI. BUNUN ÜZERİNE BİZ: EY ZÜLKARNEYN! ONLARA YA AZAP EDECEK VEYA HAKLARINDA İYİLİK ETME YOLUNU SEÇECEKSİN, DEDİK.

Kehf Suresi 89. Ayet: SONRA YİNE BİR YOL TUTTU.

Kehf Suresi 90. Ayet: NİHAYET GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERE ULAŞINCA, ONU ÖYLE BİR KAVİM ÜZERİNE DOĞAR BULDU Kİ, ONLAR İÇİN GÜNEŞE KARŞI BİR ÖRTÜ YAPMAMIŞTIK.

Kehf Suresi incelenirse açıkça: Bilge Kağan'ın anlattıklarının birebir aynısı olduğu ve Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bu konunun aslının nakledildiği görülecektir.

Türklere Peygamber Geldi mi ? Türklere Peygamber Geldi mi ? Reviewed by ULU TÜRK HAN on Haziran 15, 2016 Rating: 5

Hiç yorum yok: